Bugun devlet lisesinin yanından geçtim. Yüzleri düşük, uykusuz, bıkkın bir gençlik gördüm. Çokta üzüldüm. Hani nerede gözlerdeki ışık? Nerede ben başarırım nidaları!
"Ben yapamadım kızım okusun.", "Ben yapamadım oğlum özgür kalsın." Diye diye meydanı boş bıraktık. Bırakmakla kalmadık her istediklerini bizzat biz yaptık.
Sonra çocuklarımız o boşluktan istifade ederek meydanı boş bularak. "Banane yapmıyacağım" "sanane istediğimi yaparım karışamazsın artık 18'im" diye megafon ile bize bağıran nesil oldu.!
Çocuklarımız gece geç saatlere kadar İnternete sörf yapıyor. İnstagramda # ler ile yaşayan bir gençlik görüyorum. Sonra doyumsuzluk baş gösteriyor ve hiçbir şeyden zevk almayan çocuklarımız bunalıma giriyor.
Şimdi sorarım size bize bunu kim yaptı?
Biz kendimize neden bunu yapıyoruz?
Oysa biz mahallemizde oynarken mutluyduk. Bize verilen ufak hediyeler ile mutlu olurduk. Mutluluk anlayışımız değiştikçe mutlu olmayı bilemedik.
Gençlik özünde arayış içinde, birine bağlanma ve sevgi arayışında. Biz bu boşluğu anne, baba, abla, abi, kardeş olarak dolduramazsak, o genç, başka gereksiz kişiler ve mecralar ile doldurur. Çünkü insan fıtratı itibariyle ilgiye, sevgiye, inanca muhtaç.
Bayatlamış, içi geçmiş, ahlaksız bir nesil mi istiyoruz? Böyle olursa geleceğimiz, gelip geçenimiz olur ve bizi ezer geçer.
Ecdad gibi düşünen, üreten ve harekete geçen bir nesil mi istiyoruz? Hem milletimiz hem ülkemiz için faydalı işler yapan, adını tarih listelerine yazdıran bir gelecek inşa edelim. O zaman şimdi harekete geçelim. Çocuğumuza daha faydalı neler yapabilirimin peşine düşelim
Çünkü geleceğimiz bizim sorumluluğumuz kadar davamız. Davamıza sahip çıkalım.
Z kuşağını ge"Z"en, çö"Z"en, YÜ" Z"leşen verimli Z kuşağına dönüştürelim. İyilikler elimizde, dilimizde, gönlümüzde olsun.
Sare Bilgen
@sare.bilgen