Tefekkür nedir? Ne zaman tefekkür edilir? Tefekkür edebilmek için ne gerek? Haydi gelin hep birlikte inceleyelim.

İlk olarak tefekkür kelimesinin anlamına bakalım : ‘ Düşünmek’ .’Bir şey hakkında iyice düşünmek, bir işin sonucunu hesaplamak anlamında terim’. Biz insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimiz akıl sahibi olmamız ve düşünebilen varlıklar olmamızdır. Zaten bir insanın yaratılış gayesini anlayabilmesi ve gerçekleştirebilmesi için aklını kullanabilmesi ve düşünebilmesi gerekir. Birçok ayette Cenab-ı Hak insanlara tefekkürü emreder.

Ayet-i kerimede buyurulur: (Onlar ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken hep Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışını inceden inceye düşünürler. “Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen [boş, manasız şeyler yaratmaktan] münezzehsin. Bizi Cehennem azabından koru” derler.) [A. İmran 191]

Tefekkür, dinimizde çok önemli bir ibadettir. Müminin hayatında çok değerli bir yeri vardır. 

Kainat kitabını okuyabilmek, Allah’ın isim ve sıfatlarının tecellilerini düşünebilmek büyük bir nimettir. Bizi yoktan var eden, varlığından haberdar eden Allah’a olan sevgi ve muhabbetimizi artıran bir vasıtadır. 

Tefekkür zamanı diye bir zaman yoktur. Her an tefekkür halinde olmak gerekir. Tefekkür halinde olabilmek için konu hakkında bilgi sahibi olunması gerek. Okumak, ilim sohbetlerinde bulunmak, mütalaa etmek çok önemlidir. Yağmur yağarken, güneş batarken, küçük bir tohum başında koca ağaçlar taşırken, kurumuş dallar tekrar çiçek açarken nedir akla gelen? Bilgide derinleşmek de gerek. Gördüğümüz canlı ve cansız varlıkta Allah’ın isimlerini görmek gerek. Bir portakalı, bir mandalinayı gördüğümüzde sadece vitaminlerinden, renginden bahsedip geçmemek gerek. Mandalinada, portakalda ve diğer tüm meyvelerin Allah’ın bir lütfu olduğunu, tam da insanın ihtiyaç duyduğu mevsimde, ihtiyaç duyduğu vitamini veren ve en güzel haliyle bize sunanın, şuursuz bir ağaç olmadığını görmek gerek. 

Allah ‘ı düşünüp şükür kapısını aralamak gerek. Bir anda yakaladığımız teffekküri nazar ile heybemizi doldurmamız gerek.

Allah’ın kainattaki tüm eserlerini görebilmek ve okuyabilmek duasıyla…

Saniye Yılmaz Akbıyık